İLETİŞİM

28 Şubat 2011 Pazartesi

WrestleMania 27 yolunda - 2

Gelelim gecenin ikinci yazısına...

Yani bu hafta facebook aracılığı ile resimlerini koyduğum Triple H vs The Undertaker maçına. Bana göre gerçekleşecek olması büyük bir süpriz ve yılın maçının da şimdiden adayı olan bu karşılaşmaya... Malum ne de olsa ikilinin beklenen başka rakipleri vardı ve hatta bu iki isim zamanında WrestleMania da karşılaşmıştı!

Bu yazıda maçın The Undertaker tarafına odaklanıp, Triple H den önce hangi isimlerin daha mantıklı göründüğünü birlikte inceleyelim...

Sonunda 2.21.11 geldi çattı... İlk promoda acaba bu gelen Sting mi şeklinde heyecanlara bürünen bizler, devam eden promolarda Johnny Cash ten "Ain't No Grave" şarkısını duyunca, ki hatırlayacaksınız The Undertaker ın WWE de son yer aldığı maç Buried Alive maçı idi, (esasen o şarkı Shawn Michaels ın son WrestleMania zamanındaki promolarda kullanılıyordu Placebo dan Running Up That Hill ile beraber) sonralarında ise yavaş yavaş "The Lord of Darkness" The Undertaker ın belirmeye başlaması ile kimin return edeceğini anlamış olduk.

Sting demişken, kendisinin bunca yıl WWE siz olmasından sonra (NWA-WCW-TNA) kariyerine noktayı burada koymasını ben tahmin etmiyordum. Keza yıllardır hayal edilen The Undertaker vs Sting maçının da olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü bu maç WrestleMania dışında gerçekleşemeyecek kadar büyük bir maç. WrestleMania için de The Undertaker ın yenilmez olduğunu düşünürsek, Sting in bile bile yenileceği bir maça çıkması hem de efsanevi kariyerinde ilk kez WWE ye geldiğinde saçmalık olur. Sting in kazanması ise Shawn Micheals a yapılacak ve affedilemeyecek bir ayıp olarak tarihe geçer. Uzun lafın kısası Sting vs The Undertaker maçı sanal alem dışında hiçbir gün gerçekleşemeyecek bir maç...

Sting şıkkını elediğimize göre The Undertaker ın muhtemel ve gerçekçi rakip adaylarına göz atalım. Öncelikle 2010 yılını sıkı bir rekabet ile geçirdiği "Big Red Monster" Kane şıkkına.

Bir nevi belalısı olan Kane ile bu yıl 3 PPV de World Heavyweight Championship maçında gördük "The Phenom" lakaplı bir WrestleMania efsanesi olan The Undertaker ı. Bunlar sırası ile; No Holds Barred, Hell in a Cell ve Buried Alive maçları idi... Beklenilenin aksine The Undertaker bu rekabetten yenik ayrılmış ve olası bir rövanş kapısı ardına kadar açık kalmıştı, bunun içinde zamanında 2 kez karşılaştıkları Wrestlemani ringlerinden iyisi yok gibi görünüyordu. 1998 ve 2004 yıllarında "The Grandest Stage of Them All" ünvanlı WrestleMania maçlarında boynu bükük ayrılan Kane bu kez şeytanın bacağını kırabilecek miydi? Görünen o ki WWE nin bu yıl için başka planları vardı... WrestleMania 27 de Brothers of Destruction ı göremeyeceğimize göre sıradaki diğer aday olan ve 2010 da burnunu bu ikilinin işine sokan bir isme dönelim: yani Wade Barrett a...

Demin bahsettiğimiz 2010 nun en sert rekabetlerinden birisinin bitişine katkıda bulunan birisi idi Wade Barrett. Bragging Rights daki Buried Alive maçına karışan devrik Nexus lideri "The Deadman" için iyi bir hedef olabilirdi. Sonuçta aylarca süren yokluğunun ve kaybettiği rekabetin en büyük sorumlusu idi Wade Barrett. Fakat; The Undertaker ın dönüşünün RAW ringlerinde olduğu açıklanınca bu seçenek de elenenler arasında yerini almış oldu.

Lafın Nexus a gelmesi, kafamdaki süpriz adaylarına geçmek için iyi oldu... Şu anki Nexus lideri CM Punk ile The Undertaker arasında 2009 yılında yaşananlar hala aklımda.

Breaking Point de hakemin de yardımı ile CM Punk un The Undertaker ı sözde pes ettirdiği mücadele, ki "Demon of Death Valley" The Undertaker akabindeki PPV de yani Hell in A Cell 2009 da hem intikamını hem de kemeri almayı başarmıştı. İşte bu ikilinin o zaman yaşadığı güzel rekabet, CM Punk ın şu an geldiği sağlam heel konum ve 18-0 WrestleMania serisinde CM Punk ın yer almaması bu maç için beni beklentiye sokmuştu. Ama Royal Rumble da olanlar ile (Randy Orton vs The Miz maçına CM Punk ve Nexus un karışması) bu maçın yatmasının temel sebeplerini oluşturdu. Fakat CM Punk vs Randy Orton maçının da şovu çalabilecek kalite de olduğu belirtmek de yarar var.

Şovu çalmak demişken, WWE nin son zamanlarda Edge ile beraber en çok beğendiğim ve dikkatleri üzerinde toplayan heel karakteri, ki bizlerden birkaç aydır uzaklarda ve dönüşünü de sabırsızlıkla beklediğimiz Chris Jericho da aklımdaki ikinci ve son süpriz adayı idi. 2008 yılında Shawn Micheals ile girdiği rekabet sonucunda sağlam heel olan Jericho yu, WrestleMania da hem de "The Man From The Dark Side" The Undertaker karşısında görmek güzel olurdu. WrestleMania 27 öncesi yeni bir rekabet yaratacak süre olmadığı ve WrestleMania yı Chris Jericho suz düşünemediğim için, seriyi bitirme adı altında maça dahil olmasını beklediğim Chris Jericho belli ki şarkıcılık işlerine biraz daha odaklanacak...

Böylece hem gündeme gelmiş hem de benim aklımda yer almış adayları incelemiş olduk. The Undertaker vs Triple H maçının, Triple H tarafına (ki sadece Sheamus tahmin edilen isimlerdendi) ve bu maçın genel önemine ise bu yazı yeterince uzun olduğudan yeni bir yazıda devam etmenin uygun olduğu kanaatindeyim.

Son söz olarak WrestleMania 27 için hazılanan bu ikilinin WrestleMania X-Seven maçına da değinmeden geçmeyeceğimi belirteyim. Yarın (aslında saat 3e gelmiş bile) yani bu akşam Eurosport ekranlarında karşınızda olacağım, güreşmek üzere...